Başkan Yardımcısı Yılmaz: “Eylül ayında paylaşacağımız OVP’ye özel sektörün beklentileri yansıyacak”
Başkan Yardımcısı Yılmaz: “Eylül ayında paylaşacağımız OVP’ye özel sektörün beklentileri yansıyacak”
“2023 yılını geçen yılın üzerinde bir ihracat rakamı ile kapatmayı hedefliyoruz”
“Turizmde olumlu bir yıl daha bekliyoruz”
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz iş dünyasıyla buluştu
İSTANBUL – Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin üç yıllık makroekonomik hedefleri ile ekonomik ve sosyal alanda izlenecek politikaları içeren Orta Vadeli Program öncesinde sizlerle doğrudan fikir alışverişinde bulunmayı faydalı buluyorum. Eylül ayında paylaşacağımız OVP’de özel sektörün beklentileri yansıtılacak.”
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Orta Vadeli Program Çerçevesinde Türkiye ve İstanbul’ ekonomi ‘Gündem’ başlıklı toplantıda iş dünyası temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirildi. Başkan Yardımcısı Yılmaz, toplantı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz şunları söyledi:
“Türkiye Yüzyılı çerçevesinde ekonomik yapımızı iş dünyamızla mutabakat içinde güçlendirmek istiyoruz. Ekonomi alanında hayata geçirdiğimiz reformlarda sanayi ve ticaret temsilcilerimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımız her zaman ön saflarda yer almıştır. Türkiye’nin üç yıllık makroekonomik hedefleri ile ekonomik ve sosyal alanda izlenecek politikaları içeren Orta Vadeli Program öncesinde sizinle doğrudan fikir alışverişinde bulunmayı faydalı buluyorum.
Türkiye ekonomisi 2022’de yüzde 5,6 büyüdü; 2023’ün ilk çeyreğinde şoka rağmen büyüme yüzde 4 oldu. Makine teçhizat yatırımları 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 8 büyüyerek kesintisiz büyüme sürecini 14. çeyreğe taşıdı. Otomobil satışları ikinci çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 57,6 arttı.
Beyaz eşya satışları 2023 yılının Nisan-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30’3 arttı. Reel kesim güven endeksi 2023 yılının ikinci çeyreğinde yılın ilk çeyreğine göre 2 puan artarak Haziran ayı itibarıyla 105,7 oldu. Toplam istihdam, 2023 yılı Mayıs ayında yıllık 1 milyon 52 bin kişilik artışla 31 milyon 821 kişiye ulaştı.
6 aylık ihracatımız 123.4 milyar dolar seviyesinde. İhracatımızdaki artış eğilimi AB başta olmak üzere dış pazarlarımızdaki gelişmeler nedeniyle bir miktar yavaşlasa da, bu yılı geçen yıla göre daha yüksek ihracat rakamlarıyla kapatmayı hedefliyoruz.
Turizmde olumlu bir yıl daha bekliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikamızı destekleyen adımlarımız da devam ediyor.
Fiyat istikrarı ile birlikte makro finansal istikrarın devamı için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kredi risk primini de içeren 5 yıllık CDS primimiz, 21 Temmuz prestijiyle bir önceki yıla göre 418 baz puan azalarak 447 baz puan oldu. Bu alışılagelmiş yüksek bir rakam ama eskiye göre çok yeterli bir düşüş var, önümüzdeki dönemde daha da aşağı çekeceğiz. KOBİ’lerimizi ve girişimcilerimizi önceliklendirerek toplam kredi büyüklüğü 250 milyar TL olan 14 farklı hazine destekli kredi garanti fon paketini açıkladık. Seçici kredi politikamızı desteklerken, tüketici kredilerinde ek makroihtiyati tedbirler alarak kredilerin tüketimden çok üretim, yatırım ve ihracata yönlendirilmesini sağladık.
Ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini artıran, israfı önleyen tasarrufları güçlendiren politikaları serbest piyasa kuralları çerçevesinde uygulamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde hedeflerimiz; Türkiye’nin finansal istikrarını pekiştirmek, istikrar ve inançla büyümek, istihdamı artırmak, büyümenin nimetlerini adil bir şekilde dağıtmak ve para politikasının yanı sıra maliye politikası ve yapısal reformlarla cari süreçler açığına sürdürülebilir çözümler getirmek. Türkiye’deki yatırım ortamını iyileştirmek için ‘doğru tanımlanmış ve sonuç odaklı’ reform adımlarına devam edeceğiz.
Körfez ülkeleri türünde hem ikili ticaret hacmimizi hem de ülkemizdeki doğrudan yatırımları artıracak tarihi işbirliklerine imza atıldığını gördük. Bu işbirliklerinin kazan-kazan temelinde devam etmesi diğer ülkelerle de olacaktır. Sadece savunma sanayi veya gıda alanında değil, teknoloji odaklı e-pazarlama, yenilenebilir enerji ve çığır açan teknolojiler alanında da katma değeri yüksek iş birliği fırsatları yaratılacak.
İstanbul Finans Merkezi’nin uluslararası entegrasyonu artırarak finansal piyasalarımızın gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlamasını bekliyoruz.
Orta Vadeli Program’da kamu politikalarını makro göstergelerle güncelleyecek, yapısal reformları ortaya koyacak ve bu çerçevede kaynak tahsisine yön vereceğiz. Yeni ekonomi programımız belli bir disiplin çerçevesinde, vatandaşımızın hayatına, üretimine ve piyasalarına doğrudan olumlu yansıyacak bir yaklaşımla hazırlanmaktadır. Orta Vadeli Program’dan en büyük beklentimiz belirsizliklerin azaltılması; Yatırımcılar ve diğer aktörler için öngörülebilirliği artırır. Bu süreçte hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin özel sektörümüzün rolü son derece değerlidir.”